FALİYET ALANLARIMIZ

İşçi İşveren Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk

Çalışma hayatı, işçi ve işveren arasında güçlü bir ilişkiye dayanır. Ancak, bazen bu ilişki, hak ve menfaat çatışmaları nedeniyle sarsılabilir. İşçi ve işveren arasında doğan uyuşmazlıkların hızlı, ekonomik ve dostane bir şekilde çözülebilmesi için arabuluculuk, etkili bir yöntem olarak öne çıkmaktadır. Özellikle zorunlu arabuluculuk uygulaması, işçi ve işverenin mahkemeye gitmeden önce bir araya gelmesini sağlayarak uyuşmazlıkların barışçıl şekilde çözülmesine olanak tanır.

İşçi ve işveren arasındaki hak ve menfaat uyuşmazlıklarında, tarafların iş ilişkilerini koruyarak adil bir sonuca ulaşmaları için arabuluculuk etkili bir yöntemdir. İşten çıkarma, kıdem tazminatı, fazla mesai alacakları ve iş kazalarından doğan talepler gibi konular bu kapsama girer. Sürecin gizlilik ve hız avantajı, tarafların güven içinde uzlaşmalarını sağlar.

Tüketici Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk

Tüketiciler ve satıcılar ya da hizmet sağlayıcılar arasındaki anlaşmazlıkların çözümünde arabuluculuk, tarafların hak ve sorumluluklarını gözeterek uzlaşma sağlamayı hedefler. Ayıplı mal ve hizmetler, garanti kapsamındaki ürün sorunları ve benzeri konular, tüketici uyuşmazlıkları kapsamında arabuluculuk ile ele alınabilir.

Günümüzde tüketiciler ile satıcılar veya sağlayıcılar arasında mal ve hizmet alımlarından kaynaklanan uyuşmazlıklar sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Ürünlerin ayıplı çıkması, vaat edilen hizmetin yerine getirilmemesi ya da sözleşmeden doğan yükümlülüklerin ihlal edilmesi gibi durumlar, tüketici haklarının korunması açısından önemli sorunlara yol açmaktadır.

Kira Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk

Kira sözleşmeleri, hem kiracılar hem de kiraya verenler için önemli ve karşılıklı yükümlülükler taşıyan hukuki anlaşmalardır. Ancak, zaman zaman taraflar arasında kira bedeli, ödeme düzeni, kiralanan malın durumu veya sözleşme süresinin uzatılması gibi konularda uyuşmazlıklar çıkabilir. Bu tür durumlar, özellikle büyük şehirlerde, kiracılar ve kiraya verenler arasında ciddi anlaşmazlıklara yol açabilir.

Kira uyuşmazlıkları, yalnızca maddi kayıplara yol açmakla kalmaz, aynı zamanda taraflar arasında uzun süreli gerginliklere de sebep olabilir. Bu nedenle, arabuluculuk süreci, kira uyuşmazlıklarında çözüm arayışında etkin ve pratik bir seçenek olarak öne çıkmaktadır. Kira uyuşmazlıkları mahkemeye taşındığında, çoğu zaman yavaş ve maliyetli bir çözüm süreci başlar. Mahkeme kararları yıllarca sürebilir ve taraflar arasındaki gerginlik daha da artabilir. İşte bu noktada, arabuluculuk süreci devreye girer. Arabuluculuk, tarafların gönüllü olarak bir araya geldiği, tarafsız bir üçüncü kişinin aracılığıyla çözüm aradığı bir alternatif çözüm yöntemidir.

Sigorta Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk

Sigorta sektörü, bireylerin ve kurumların yaşamlarını güvence altına alırken, sigorta sözleşmelerindeki şartlar ve teminatlar bazen taraflar arasında anlaşmazlık yaratabilir. Sigorta şirketi ile sigortalı arasında meydana gelen uyuşmazlıklar, çoğunlukla ödeme, tazminat miktarı, sigorta poliçesinin kapsamı veya hasarların değerlendirilmesi gibi konularda yoğunlaşır. Bu tür anlaşmazlıklar, uzun süren hukuki süreçlere yol açabilir ve her iki taraf için de maliyetli ve stresli olabilir

Sigorta uyuşmazlıklarında arabuluculuk, tarafların anlaşmazlıklarını daha hızlı, düşük maliyetle ve uzlaşarak çözmelerine olanak tanır. Bu süreç, mahkemelere başvurmadan önce tercih edilebilecek etkili bir çözüm yöntemidir. Sigorta uyuşmazlıklarında arabuluculuk, genellikle sigortalı ile sigorta şirketi arasındaki anlaşmazlıkları çözmede oldukça başarılıdır ve tarafların birbirleriyle olan ilişkilerinin devamını sağlar.

Kat Mülkiyeti Kanunu’ndan Kaynaklanan Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk

Kat mülkiyeti, bir binanın birden fazla katının veya bağımsız bölümünün ayrı ayrı maliklere ait olduğu bir mülkiyet türüdür. Kat Mülkiyeti Kanunu, apartman sakinlerinin ve mülk sahiplerinin haklarını belirleyen temel bir yasal çerçeve sunar. Ancak, kat mülkiyeti rejimi çerçevesinde yaşam, birçok uyuşmazlığı beraberinde getirebilir. Bu uyuşmazlıklar, apartman yönetimi, aidatlar, ortak alan kullanımı, site içindeki bakım ve onarımlar gibi çeşitli konuları kapsar.

Bu tür uyuşmazlıkların çözümü, genellikle kat mülkiyeti kanunu ve yönetim planı  çerçevesinde mahkeme yoluyla çözüme kavuşturulmaya çalışılır. Ancak, mahkeme süreci uzun ve maliyetli olabilir. Ayrıca Kat mülkiyeti uygulamalarında yaşanan uyuşmazlıklar genellikle sosyal ve komşuluk ilişkilerine zarar verme riski taşır. Bu noktada arabuluculuk, kat mülkiyeti kanunundan kaynaklanan uyuşmazlıklar için etkili ve hızla çözüme kavuşturulabilen alternatif bir yol sunmaktadır.

Ortaklığın Giderilmesine İlişkin Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk

7445 sayılı Kanun’un 37. maddesi ile yapılan düzenleme, taşınır ve taşınmaz malların paylaştırılması ve ortaklığın sona erdirilmesi gibi ihtilaflarda dava açılmadan önce arabuluculuk yöntemine başvurulmasının zorunlu hale gelmesini öngörmüştür. Bu değişiklik, özellikle Ortaklığın Giderilmesi Davaları açısından önemli bir yenilik sunmaktadır. Ortaklıkların sonlandırılması ve mal paylaşımı süreci, ortaklar arasında mülkiyetin ferdi mülkiyete dönüştürülmesini ve payların adil bir şekilde dağılmasını hedefler. Bu tür davalar genellikle her iki taraf için de benzer sonuçlar doğurur ve genellikle kazanan ya da kaybeden taraflar bulunmaz.

İnşaat Hukuku Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk

İnşaat sektörü, karmaşık ve çok sayıda tarafın dahil olduğu bir alandır. İnşaat projeleri, müteahhitler, işverenler, taşeronlar, mühendisler, mimarlar ve işçiler gibi birçok farklı paydaş arasında etkileşim gerektirir. Bu etkileşimler sırasında, çeşitli anlaşmazlıklar ve hukuki sorunlar ortaya çıkabilir. Mahkeme yoluyla bu tür uyuşmazlıkların çözülmesi genellikle uzun, maliyetli ve karmaşık olabilir. Bu noktada, arabuluculuk, inşaat sektöründe sıkça karşılaşılan uyuşmazlıkları çözmek için etkili bir araç olarak öne çıkar.

İnşaat hukuku uyuşmazlıkları, sözleşmelerin ihlali, malzeme kalitesi, inşaatın zamanında tamamlanmaması gibi çeşitli sebeplerle ortaya çıkabilir. Taraflar arasında güven zedelenmesi ve projelerin zamanında tamamlanamaması gibi sorunlar, tarafları mahkemeye başvurmaya yönlendirebilir. Ancak, arabuluculuk, taraflar arasındaki iletişimi yeniden inşa edebilir, hukuki çözüm sunarken aynı zamanda ilişkilerin de korunmasına yardımcı olabilir.